Dünyada akademik girişimcilik alanında birçok bilimsel çalışma yapılmış olmasına rağmen Türkiye’de kapsamlı ve yeterli bilimsel çalışmalar bulunmamaktadır. Halbuki;
“Türkiye’de akademik girişimcilik nasıl olur?”,
“Girişimcilik sürecinde akademisyenlerin davranışları nasıl değişir?”,
“Akademik girişimlerin diğer teknolojik girişimlerden farkı nedir?”,
“Akademik girişimlerin daha başarılı olması için neler yapılmalıdır?” gibi sorular bilimsel olarak yanıtlanıp çalışma yapılsa akademik girişimciliği geliştirmek için önemli avantajlar sağlayacaktır.
Girişimci üniversitelerin bir sonucu olarak ortaya çıkan akademik girişimcilik, üniversitedeki araştırma sonuçlarının topluma, ekonomiye ve sanayiye kazandırılmasında önemli bir paya sahiptir. Akademik girişimcilik, bilgi toplumuna dönüşüm sürecinde gelişmiştir. Bilgi toplumu olgusunu, üniversite ve araştırma merkezlerindeki akademisyen ve mühendisler teknoloji geliştirmek üzere bir araya gelerek beslemiştir. Bu olgu, ekonomik teşvikler ile desteklenmiş, savunma ağırlıklı devlet fonları ve araştırmalar için yapılan yoğun yatırımlar, sanayinin yüksek teknolojili üretim kapasitesini arttırmıştır.
Bilgi toplumuna dair kuramların gelişiminde bazı ortak noktalar bulunmaktadır:
- Hizmet sektörünün gelişimi,
- Bilgiye dayalı ekonomik yapının ağırlığının artması,
- Üretim yöntemlerindeki değişim,
- Yüksek teknolojili sanayiye doğru değişim,
- Üniversite-sanayi ilişkilerinde yeni bir aşamaya gelinmiş olması,
- Girişimci üniversiteler ve akademisyenler
gibi hususlar ortak konular arasında yer almaktadır.
Akademisyenler ve üniversiteler bilgi toplumunun gelişiminin yönetiminde önemli rol oynarlar. Bu sayede üniversitelerde hızlı bir değişim yaşanmış ve girişimci üniversite kavramı ortaya çıkmıştır. Girişimci üniversiteler; öğrencilerini girişimci yetiştirir veya buna göre olanaklar sağlar, yeni fikirlerin oluşmasına imkan sağlar, ekonomiye, topluma ve toplumun ihtiyaçlarına duyarlı üniversite olurlar.
ABD’de Stanford Üniversitesi ve Harvard Üniversitesi bu konuda öncülük etmişlerdir. Girişimci üniversitelerin fonksiyonlarını yerine getirmek amacı ile üniversite bünyesinde araştırma merkezleri, teknoloji transfer merkezleri, teknopark gibi yeni birimler oluşturulur. Bu yapıların temel amacı üniversitede üretilen bilginin sanayiye ve topluma ulaşmasını kolaylaştırmak, akademik girişimciliği geliştirmektir.
Üniversitelerde olan teknoloji, yenilik ve icatların ticarileştirilmesine yönelik yapılan girişimcilik faaliyetleri olarak adlandırılan çalışmaların önemi büyük oranda artmıştır. Özellikle temel bilim ve uygulamalı alanlardaki fen bilimleri ve mühendislik bölümlerindeki akademisyenler ön plana çıkmaktadır.
Ülkemizde 1990’lı yılların başında başlayan ve 2000’li yıllarda yoğunlaşan, özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir gibi sanayi ve yükseköğretim kapasitelerinin güçlü olduğu yerlerde üniversite ve akademisyenlerin rollerinde değişim görülmüştür. Önemi son yıllarda artan akademik girişimciliğin, Türkiye’de gelişebilmesi bu alanda yapılacak bilimsel çalışmalara bağlıdır.
Son yıllarda Türkiye’nin en girişimci ve yenilikçi üniversiteleri araştırılıp yayınlanıyor. Kriterler arasında bilimsel ve teknolojik araştırma yetkinliği, işbirliği ve etkileşim, girişimcilik ve yenilikçilik kültürü ile ekonomik katkı ve ticarileşme gibi pek çok madde bulunuyor. Bu araştırmanın üniversiteleri girişimcilik ve yenilikçilik performanslarına göre sıralayarak, üniversiteler arası girişimcilik ve yenilikçilik odaklı rekabetin artmasına böylelikle girişimcilik ekosisteminin gelişmesine katkı sağlayacağı düşünülüyor. Listenin ilk üçüne baktığımızda; Ankara’dan bir teknik üniversite, İstanbul’dan bir özel üniversite ve yine Ankara’dan bir özel üniversite olduğunu söyleyebiliriz.
Umarız ki üniversitelerimiz bu alana daha fazla önem gösterir ve bu listede ülkedeki tüm üniversiteleri görürüz.