Search
Generic filters
Exact matches only

Start-Up Teknoloji Sohbetleri: İstanbul Üniversitesi TTM Md. Prof. Dr. Alper OKYAR

0 2 sene önce
MURAT ERDAL – EDİTÖR

Prof. Dr. Murat ERDAL ile bilişim sohbetlerinde konuğumuz,

İstanbul Üniversitesi Teknoloji Transfer ve Araştırma Merkezi Müdürü Sn. Prof. Dr. Alper OKYAR.

Alper Hocam, öncelikle teşekkür ederim.
Çok yoğun olduğunuzu biliyorum. Yine de bizi kırmadınız…

  • Röportajımıza geçmeden önce kısaca sizi tanıyalım.

Teşekkür ediyorum Hocam. Öncelikle bir akademisyenim ve Farmakoloji alanında temel araştırmalar yapıyorum. İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesinden 1994 yılında mezun oldum. 1995 yılında akademisyenliğe atıldığım yıl oldu ve Fakültenin Farmakoloji Anabilim Dalında yüksek lisansa başladım. 2004 yılında Farmakoloji alanında doktoramı bitirdim. Bu aşamada 8 ay Almanya’da Martin Luther Üniversitesi Eczacılık Okulunda (Halle/S.) bulundum. Sonra, aynı Fakültede tüm akademik yaşamım devam etti. 2008 yılında Paris XI. Üniversitesinde çalışmalar yaptım. Akademik yaşamım preklinik çalışmalar ile geçti. Özellikle, farmakokinetik, kronofarmakokinetik, biyolojik ritimler-kanser üzerinde birçok orijinal makale, kitapta bölüm ve derlemem yayınlanmıştır.   

Prof. Dr. Alper OKYAR kimdir?
2015 yılında Rektör hocamızın uygunu ile Teknoloji Transfer Uygulama ve Araştırma Merkezi (kısa adıyla TTM) Yönetim Kurulu Üyesi olarak atandım ve aynı yıl Müdür Yardımcılığına görevi verildi. 2019 yılı Ocak ayından bu yana Merkez’in Müdürlüğünü yapıyorum. Bunun dışında akademik görevlerim de var, 2010 yılından beri İÜ Hayvan Deneyleri Yerel Etik Kurul üyesiyim. 2020 yılının Eylül ayında bu yana Üniversitemizin bir iştiraki olan İstanbul TTO’da da yönetim kurulu üyesiyim. İstanbul Teknokent A.Ş. ile yakın temas içerisindeyiz.  Bu sayede Üniversitemizin ve ülkedeki ARGE ekosistemini tanıma fırsatı buldum. Ama öğrencilik bitmiyor, her geçen gün yeni şeyler öğreniyoruz. Bu ekosistem de akademisyenliğe benziyor, öğrenme hayat boyu devam ediyor.

  • Teknoloji Transfer ve Araştırma Merkezleri üniversite ve sanayi iş birliklerinin geliştirilmesinde önemli bir köprü görevini görüyor. Bu konudan başlayalım mı?

 Bu konuda 2015 yılından bu yana farkındalığın her geçen yıl daha hızlı olmak üzere arttığını hemen belirtmeliyim. Teknokentlerin kurulması yaklaşık 20 yıl öncesine dayanıyor. Özellikle 2010 yılından sonra bizler Teknokentleri ve Teknokentlere bağlı olan Teknoloji Transfer Ofislerini (TTO) duymaya başladık. Teknoloji Transfer Merkezimiz de 2013 yılında kuruldu. İlgili yasa ve yönetmeliklerin çizdiği yolda, TTM’lerin Üniversite-Sanayi İşbirliklerini başlatma ve geliştirme noktasında bir ara yüz ve katalizör görevi gördüğünü söyleyebiliriz. TTM’ler ve bazı Üniversitelerde TTO’lar bu konuda hem hocalarımızı hem de endüstriyi mutlu ediyor, beklentileri karşılıyor. Üniversitemizde ise farklı olarak hem TTM hem de TTO var. Hızlı ve kıvrak yaklaşımlar ile Üniversite-Sanayi İşbirliği (ÜSİB) noktasında hantallık, ağır davranma ve çekingenlik yok; bu her iki tarafın beklentilerinin karşılandığını gösteriyor.

  • İstanbul Üniversitesi ülkemizin en köklü üniversitesi. Fakülteniz Eczacılık Fakültesi ise kamu, özel sektör ve uluslararası iş birliklerinde lider bir fakülte. Siz üç alanda da tecrübe sahibisiniz. Geleceğin araştırma ve geliştirme trendlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Prof. Dr. ALPER OKYAR

 Öncelikle her geçen gün daha kompetitif ve bilgili olanın öne çıktığı bir süreç gözlemliyoruz. Bilginin güç olduğunu hep gördük ve görmeye devam ediyoruz. Bu noktada her alanda yani sağlık, mühendislik, fen alanlarında ARGE’ye yatırım yapmanın önemli ve geçerli bir yol olacağını vurguluyorum. ARGE olmadan ileri gidemeyiz ve ülkemizde de ARGE’ye yapılacak yatırımın yüzdesinin artırılması gerektiği ortadadır. Bu hususta Eczacılık Fakültemiz gerçekten örnek bir fakülte olmanın yanında liderliği de çok önemli.  Kamu kurumları ile yakın ilişki ve sinerjizma içerisinde bir çok öğretim üyemiz farklı kamu kurumlarına danışmanlık veriyor. Özel sektörle olan işbirlikleri, sektörün sorunlarını çözmesi ve ilerlemesi noktasında çok önemli. Fakültemizden mezun öğrencilerimizin endüstride her geçen yıl daha fazla yer almasını arzu ediyoruz. Uluslararası işbirlikleri ise hiçbir zaman vazgeçemeyeceğimiz bir konu… Sağlık bugün olduğu gibi gelecekte de önemini koruyacaktır. 2020-2021 yılları arasında hayatı durma noktasına getiren pandemiden yüksek teknoloji ürünü aşılar ile kurtulduğumuzu hatırlayalım. İlaç sektörünün bir ülke için son derece kritik olduğunu hatırladık. İlaç sektörü özelinde tartışmasız olarak, biyoteknolojik ilaçlar ileride daha fazla pazarda olacak ve ülke olarak bu tür ilaçları daha fazla üretmek durumundayız. Olmazsa olmaz konu ise ülke olarak çeşitli endikasyonlarda uzun yıllardır kullandığımız bazı küçük moleküle sahip ilaçları öncül maddeler kullanarak üretmemiz gerektiğidir. Buna ek olarak, yazılım ve elektronik alanlarını geleceğin trend sektörleri olarak görüyorum.

  • Alper hocam, tüm rankinglerde, araştırma üniversiteleri sıralamasında TTM KAP (Kontratlı Arge) projeleri hayli stratejik. Günümüzde sadece yayınlar değil özel ve kamu sektörleri ile ilgili araştırma ve geliştirme projelerinin niteliği ön plana çıktı. Biraz açabilir miyiz?

Bu konuda yapılan kanun değişikliğini takiben, Üniversitelerde özellikle 2015 yılından sonra kontratlı ARGE projeleri diye isimlendirdiğimiz projeler artmaya başladı ve Üniversiteler için stratejik hale gelmeye başladı. Son yıllarda ise bu husus Üniversitelerin YÖK tarafından yapılan sıralamasını etkilediği için daha da önem arz ediyor. Özel sektör ve kamu sektörü birbirleriyle daha yakın temas içerisinde önemli projelere imza atmakta ve bu da ülkemizin sorunlarına çözüm getirmektedir. Bu projeler aslında hem kamunun hem de özel sektörün yararına olan projeler, bu sayede her iki sektör için kazan-kazan konsepti içerisinde bu projelerin sayısının artması aslında ülkemiz için stratejik bir önemi bulunmaktadır.

  • Siz de gayet iyi biliyorsunuz. 1990’lı yıllarda dış proje yapmak hayaldi. Mevzuatı tam olarak oluşmamıştı. 30 sene içerisinde hayli mesafe aldık. Fakat dünya ile karşılaştırdığımızda neredeyiz? Dünya standartlarını yakalayabildik mi? Siz nasıl değerlendirirsiniz?

   Dünya standartlarından kastınız sanırım Avrupa, ABD ve Japonya gibi güçlü ülkelerin standartları olsa gerek… Her geçen gün iyiye gittiğimizi söyleyebiliriz. Tabii ki ARGE ve temel bilimler noktasında alacağımız mesafe var. Bu hususlarda tüm Üniversitelerimizin çıtayı daha yükseğe koymasında fayda olacağını düşünüyorum. Temel bilimler ve temel araştırmalara ayrılan bütçenin artırılması çok önemli… Temel araştırmalar olmadan ileri araştırma yapılamayacağını bilmeliyiz.

  • Öğretim üyeleri geçmişte sektörden kopuk bir durumda yaşardı. Mevzuattan korkardı. Şimdi ise yayınların geçerliliğinde sahada uygulama bulması, test edilmesi, araştırma ve geliştirme çabalarının kanıtlanması ve geçerliliği için sektörle iş birliğine her zamankinden daha fazla ihtiyaç var gibi.

    Değerli Hocam, o korkular artık geride kaldı. Artık dar bir alan içerisinde hareket etmiyoruz. Hem öğretim üyelerimiz hem de sektörümüz birbirlerini daha iyi tanıyorlar. İletişimde sıkıntı yok. Pandemi sayesinde çok kısa sürede çok şeyler öğrenmeyi başardık. Mecburiyet sebebiyle dijital alanda belki 5 yılda öğrenebileceğimiz şeyleri 6 ay içerisinde öğrendik. Bundan 10 yıl kadar önce TÜBİTAK teşviği ile ortaya çıkan teknoloji transfer ofisleri bilgi aktaran, mevzuatı basitleştirip araştırmacıların önüne koyan,  ARGE konseptinin anlaşılmasını sağlayan ara yüzler olarak faaliyete geçti. Üniversitemiz bünyesinde 2013 yılında kurulan İstanbul TTO, yani  TTO İstanbul Proje Geliştirme ve Yatırım A.Ş. genç ve dinamik ekibi ile çok başarılı işlere ve projelere imza attı.

  • Öğretim üyelerine desteğiniz büyük. Öğretim üyeleri TTM ile neler yapabilir? Farkındalığı artırmak adına üzerinden geçebilir miyiz?

Çok teşekkür ediyorum. Öğretim üyelerimizin yayında olmak ve onlara destek vermek bizim görevimiz. Teknoloji Transfer Merkezi olarak, TÜBİTAK projeelri başvuru desteği ve sonrasında proje takip işlemlerini TTM üzerinden yapmaktayız. Ek oarak kontratlı ARGE projeleri hususunda desteği TTM den alabilirler. Bu aşamalarda Üniversitemiz TTO’su yani “Teknoloji Transfer Ofiisi” fikri sınai ve mülki haklar birimi, Üniversite-Sanayi İşbirliği birimi, girişimcilik-ticarileşme birimi ve proje destek birimleri ile sıkı işbirliği içerisindeyiz. Öğretim üyelerimiz bize e-posta, telefon veya web sayfamızda bulunan iletişim formları ile ulaşabilirler. Her zaman sıkı takip içerisindeyiz.

  • KAP Projeleri hazırlarken en çok nelere dikkat edilmeli? Sıklıkla yapılan hatalar nelerdir?

Kontratlı ARGE projesi olarak söylediğimiz aslında 2547 sayılı kanunun 58-k bendine göre yapılan projelerdeki en önemli husus projelerde araştırma geliştirme fikrinin bulunması zorunluluğudur. Öğretim üyelerimiz danışmanlık işlerini başka yöntemler ile gerçekleştirebilirler ancak 58-k projelerinde ARGE konseptinin olması zorunludur. Bu da çalışmanın bir hipotezinin, veri toplama veya veri üretme için bilimsel bir metodolojisinin bulunmasını gerektirir. Verinin işlenmesi, modellenmesi, yeni süreçlere evrilecek sonuçların ortaya konması ve analizi şarttır. Ortaya çıkan sonuçlar, modeller ve analizler mutlaka ve mutlaka özgün olmalı ve bir sorunu çözmeye yönelik olmalıdır. Sıklıkla yapılan hata, ifade ettiğim bu süreçlerin göz ardı edilerek proje hazırlanmasıdır. Sadece durum tespiti yapmak bu projelerin birincil amacı olmamalıdır. Bu projeler oluşturulur iken, diğer bütün endişeler bir kenara bırakılmalı ve ARGE konsepti öne alınmalı ve ona odaklanılmalıdır. Tabii ki ARGE anlayışı taşıyacak olan projelerin uygun bir bütçesi ve süresi olmalıdır. KAP’larda minimum sürenin 3 ay olmasını uygun bulmaktayız. Bütçe ise yapılacak iş ve proje süresi ile bağlantılıdır. Araştırmacıların bunlara da dikkat etmesini öneriyorum.

  • Öğretim üyelerimize TTM ilişkilerinde ve hazırladıkları projelerde neler önerirsiniz?

TTM tüm öğretim üyelerimizin yanındadır. 2018’de Üniversitenin bölünmesi süreci ve sonrasında TTM personelimiz her iki Üniversiteye dağıldı bu da personel sıkıntısı doğurdu. 2022 yılında gelen yeni personellerimiz ile hizmetlerimizi optimum düzeye çıkarmaya çalışıyoruz. Hizmet sürekliliği hem bizim için hem de verdiğimiz hizmetler noktasında çok önemli; hızlı da olmak durumundayız. Hızımızın azaldığı hususlar olursa öğretim üyelerimizin bize  dönüş sağlamaları önem arz ediyor.

Proje hususuna gelirsek, TTM’nin odağında araştırma-geliştirme, teknoloji ve inovasyon var. Hocalarımızın bu noktaları odağa alarak proje hazırlamaları ve bize ulaşmaları önem arz ediyor. Kendilerine yardımcı olmaktan mutluluk duyacağız.


Bu keyifli sohbet için teşekkür ederim.

         Ben teşekkür ederim Hocam.

TEKNOLOJİ SOHBETLERİ – Prof. Dr. Murat ERDAL – Editor@StartupVadisi.com

Bir Cevap Yazın

X