Yeryüzündeki tüm canlılar gibi insan türü de milyonlarca yıllık adaptasyonun ürünü. Şimdiye kadar türümüzün gelişimi tamamen çevre koşullarına bağlıyken, artık ipleri kendi elimize alıyoruz. Teknoloji sayesinde artık nasıl evrimleştiğimizi yeniden tanımlıyoruz. İnsanın evrimi artık doğal seleksiyonla iyi olan genlerin sonraki nesillere aktarılması anlamına gelmiyor. Evrim kavramına artık insanın fiziksel ve biyolojik limitlerini kırmak için yaptığı her şey olarak bakarsak teknolojinin türümüzü nereye götürdüğü sorusuyla karşılaşıyoruz.
Günümüzde evrimsel gelişimimizin birincil taşıyıcısı kültür ve teknoloji haline geldi. Doğal evrimsel süreç teknolojinin hızına kıyasla çok yavaş kaldığı için haliyle insanın gelişimi teknolojinin gelişimiyle aynı anlama geliyor artık. Haliyle pek çok girişimci bu durumun farkına vardı ve günümüzde pek çok biyoteknoloji ve nöroteknoloji startupları insan bedeninin sınırlarını yeniden keşfe çıkan çalışmalar yapıyor.
Bu startuplara verebileceğimiz ilk örnek şüphesiz ki Elon Musk’ın da arkasında olduğu NeuraLink olacak. NeuraLink Ağustos ayında yaptıkları bir lansmanda Gertrude adındaki bir domuzun beynine yerleştirilmiş bozuk para boyutundaki bir çip implantı sayesinde pek çok hastalığa son getirmeyi hedefliyor. Musk NeuraLink’i korteksin üzerinde yer alan dijital katman olarak tanımlıyor. Neuralink’in günümüzde kullanılan nöroprostetiklerden farkı ise diğer harici yazılım ve aygıt türleriyle etkileşime girmenin amaçlanması. San Francisco merkezli şirket Alzheimer’s, unutkanlık ve omurilik sakatlıkları gibi pek çok hastalığı gelecekte tedavi edilebilir hale getirmek şirketin ana hedefi.
Bir diğer öncü şirket ise Los Angeles merkezli biyoteknoloji startup’ı Kernel. Kernel’in insan beyninin aktivitesini ölçmek için geliştirdiği iki farklı yöntem, iki farklı ürün olarak sunulmaya hazırlanıyor. Flux ve Flow olarak ayrılan iki yöntemden Flux, beyindeki nöronların kolektif aktivitelerinin yarattığı manyetik dalgaları kaydeden bir yöntem. Flow ise beyinde akan kanı ölçerek medikal alanda çalışma yapan bilim insanlarının işini kolaylaştıran bir uygulama. Kernel’in asıl amacı ise bu pahalı ve zahmetli yöntemleri yaygınlaştırıp herkesin kullanımına sunmak.
Bahsettiğimiz iki şirket nörobilim ve biyoteknoloji alanında çalışma yapan yüzlerce startuplardan sadece ikisi. Sıkça insanın biyolojik ve fiziksel limitlerini zorlayıp, sınırlarımızı yeniden çizmek isteyen Transhümanizmakımıyla eşleştirilen bu startupların cesurlukları ve vizyonları, insanın evrimini sonraki aşamaya taşıyacak en güçlü adımları doğurma potansiyeline sahip. Bu startuplar sayesinde gezegenimizdeki en karmaşık ve anlaşılmaz şey olan insan beyninin sırlarını çözebilirsek bakalım insanlığı neler bekleyecek?