Rekabet avantajı elde etmede satınalma bölümünün rolü gözler önündedir. Satınalma operasyonlarının işletme faaliyetlerine katkısı anlaşıldıkça, satınalma bölümüne ve dolayısı ile insan kaynağına verilen değer artmaktadır.
İşletmenin bugünü ve gelecekteki ihtiyaçları düşünüldüğünde, satınalma yöneticisinin sahip olması gereken nitelikler çok yönlü tartışılmakta, sektörel deneyim ve uzmanlaşma önem kazanmaktadır. Satınalma yöneticilerinin mesleki ve kişisel yetkinlik alanları her geçen gün genişlemektedir.
Satınalma yöneticisinin mesleki ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olarak hazırlanan eserde, satınalma anlayış ve uygulamaları, sözleşme yönetimi, tedarikçi seçimi ve performans değerlemesi ile tedarikçi ilişkileri üzerinde durulmuştur. İş hayatına satınalma bölümü tercihi ile başlayanlar için kitap kapsadığı konular ve örnekler açısından zengin bir kaynak niteliğindedir. Kitapta teorik çerçeve ile birlikte yurtiçi ve uluslararası çok sayıda işletme uygulamalarının verilmesine özen gösterilmiştir. Bu kapsamda ayrıca alanında lider firmaların satınalma ve tedarikçi performans değerleme uygulamaları ile sektörel form ve belge örneklerine yer verilmiştir.
Önsöz
Bugünün iş dünyasında yaşanmakta olan yoğun rekabet, işletmeleri yeni yöntem ve iş modelleri konusunda daha fazla düşünmeye sevk etmektedir. Rekabetin keskinleşmesi ile birlikte kurum içi ve kurum dışı tüm paydaşlarla entegrasyon sağlama çalışmaları bir zorunluluk haline gelmiştir. İşletmelerde daha çevik olabilme adına süreç bazlı hareket etme anlayışı yaygınlaşmıştır. Bu anlayış işletme ön ve arka evreleri ile koordinasyon yani tedarik ve dağıtım sistemleri ile etkin ve verimli bir çalışma arayışını hızlandırmıştır. Tedarik zinciri olarak adlandırılan bu yeni bakış açısı bir anlamda genişletilmiş işletmeye geçiş şeklinde tanımlanabilmektedir. Tedarik zinciri yönetimi ise doğrudan işletme rekabet stratejisi ile ilgili olup, ona uygun bir biçimde başta satınalma, operasyon, lojistik olmak üzere tüm yeteneklerin uyumlandırılması ve geliştirilmesi çabalarını içermektedir.
Uluslararası ticaret, bilişim teknolojileri ve lojistiğin gelişimi tedarik zinciri yapılanmasının önünü açmıştır. Küreselleşme ile birlikte işletmeler, yeni pazarlara yönelmekte ve uluslararası pazar deneyimlerini artırmaktadır. Girilen her yeni pazarla beraber yeni tedarikçiler ve dağıtım kanal üyeleri ile çalışma imkânına sahip olunmaktadır. Ayrıca yeni e-iş modelleri de uluslararası satınalma ve dağıtım operasyonlarının kapsamını genişletmektedir. Bu noktada tedarik zinciri tasarımı, yürütme ve strateji çalışmaları şirketlerin atması gereken en önemli adım olmuştur.
Satınalma, tedarik zinciri yönetiminin hayati bileşenlerinden bir tanesidir. Doğru kalitedeki ürün ve hizmeti hangi tedarikçiden, ne zaman, ne kadar bedelle aldığınız rekabet avantajı elde etmede başlangıç noktasını oluşturmaktadır. Satınalma özünde bir kaynak yönetimi olup para, zaman, kalite ve yenilikçilik faydası yaratmaktadır. Satınalma operasyonlarının başarısı ya da başarısızlığı sonucunda para ve zaman kazanılır ya da kaybedilmektedir. Kısaca, işletmenin varlığını sürdürmesinde satınalmanın hayati rolü bulunmaktadır.
Satınalmanın işletme içerisindeki rolü her geçen gün güçlenmektedir. Satınalma bölümü günümüzde işletme içerisinde pasif rolden çıkmış hayli etkin bir rol üstlenmektedir. Satınalma bölümü aynı zamanda bir iletişim merkezidir. Talep sahiplerinin gereksinimlerini hızla anlama ve doğru çözüm arayışında yoğun çaba sarf etmektedir. İşletme içi ve dış dünya ile bağlantıları ile satınalma bölümü bütünleyici bir işlev görmektedir. Bütün bu yönleriyle işletme tepe yönetimi satınalmanın yarattığı katma değerin gayet farkındadır.
Satınalma, dış çevre ile olan etkileşim düzeyi artmıştır. Satınalma, pazar şartlarını, rakipleri, tedarikçileri ve onların üretmiş olduğu ürün ve hizmetleri takip etmek zorundadır. Aynı zamanda satınalma ülke ekonomik koşullarını, finansal piyasaların yanı sıra mevzuattaki değişimleri yakından izlemek durumundadır. İnternetin her alanda yoğun kullanımı satınalma departmanı için daha fazla araştırma ve seçeneği gündeme getirmiştir. Satınalma, bir istihbarat merkezi olmuştur.
Faaliyette bulunulan sektör ve işletmenin uzmanlık alanları, doğrudan ve dolaylı ürün ve hizmetlerin satın alınması bölüm organizasyon şemasına ve çalışan niteliklerine yansımaktadır. Satınalma bölümleri daha fazla uzmanlaşma içerisindedir. Ürün, malzeme ve sektörü tanıma, kalite standartları, tedarikçi ve rakip işletmeleri takip edebilme gibi konular satınalma yöneticisinin daima gündemindedir. Hızla değişen çevre koşulları satınalma insan kaynaklarının oluşturulmasında sektörel deneyimi ve eğitimi ön plana çıkarmaktadır.
Satınalmanın stratejik sorumlulukları artmıştır. İşletme için doğru tedarikçileri bulma, onlarla iletişimi sağlama, ilişki yönetimi konusunda doğru hamleler üretme ve vizyon yayılımını gerçekleştirme hiç de kolay değildir. İşletmeler arası koordinasyonu gerçekleştirme daha fazla satınalma bölümünün gündemini oluşturmaktadır. Bugünün rekabet ortamı tedarikçinin işletme stratejilerine entegrasyonu ile ortaklaşa düşünme ve hareket etmeyi gerekli kılmaktadır. Birlikte çalışılabilirlik ve geleceğe yönelik planlamaların oluşturulmasında satınalma bölümün görevleri çoğalmaktadır. Tedarikçilerin kalite, maliyet, teslimat, yenilikçilik ve çevre açısından istenilen seviye çekilmesi konusunda göstergelerin oluşturulması ve izlenmesi gerekmektedir. Bu noktada tedarikçi performans değerleme sisteminin kurulması ve tedarikçi geliştirme çalışmaları önem kazanmaktadır.
Tedarikçi performans değerlemesi ile birlikte satınalma bölümlerinin de, neyi, neden, ne zaman, kimden ve ne kadara aldıkları sürekli değerlendirilmektedir. İşletme içerisinde bu denli mercek altında olan bir bölüm, gerçekleştirdiği tüm faaliyetlerde son derece dikkatli davranmak zorundadır. Satınalma bölümlerinin performanslarının ölçülmesi ve denetimi konusunda daha fazla çaba harcanmaktadır.
Satınalma ve tedarik zinciri operasyon ve uygulamaları hızla gelişmektedir. Dolayısı ile kitap içerisinde yer alan bölümler, ilerleyen baskılarda daha da zenginleşecektir. Kitabın iş hayatında yer alan uygulamacılara ve özellikle Tedarik Zinciri Yönetimi Yüksek Lisans Programlarında okuyan öğrencilerimize faydalı olmasını dilerim.
Eşim Sedef ile kızlarım Selin ve Çağla’ya sağlamış oldukları huzur ve mutluluktan dolayı teşekkür ederim. Ayrıca İşletme Bölümü asistanlarımızdan Arş. Gör. Adil Ünal’a ve Beta Yayınevine katkılarından dolayı teşekkürlerimi sunarım.
Prof. Dr. Murat ERDAL
İstanbul Üniversitesi