Search
Generic filters
Exact matches only

MİLLİ GÜVENLİK GIDA GÜVENLİĞİYLE BAŞLAR

0 4 sene önce

Önceki yazımızda
Ne üretelim?
Nasıl üreteceğiz ve finansman problemlerini nasıl çözeriz?
Sorulara cevap arayacağımızı söylemiştik. Okurlardan sorulara ilişkin kıymetli yorumlar aldık. Tespitler son derece isabetli. Ancak kaynaklar sınırlı ihtiyaçlar sonsuz. Bu durumda ülke bekası için hayati önemdeki sektörleri doğru tespit etmek kaynakların uygun kullanımı adına önemli ve gerekli. Bu bağlamda devlet aklının stratejik planlarını hazırladığını ve eyleme geçtiğini varsayarak kendi görüşlerimizi paylaşmak istiyoruz.
Bize göre mutlaka yerli ve milli olması gereken sektörler gıda ve bilgi güvenliğidir. Sizleri sıkmama adına bu yazımızda gıda güvenliğine ilişkin görüşlerimize yer verdik. Bir sonraki yazımızda ise bilgi güvenliğine ilişkin görüşlerimizi paylaşmaya çalışacağız.
Türkiye’nin gıda sektörüne yönelik performansı değerlendirildiğinde, gıda güvenliği bağlamında kendi kendine yeterliği sanırım tartışma götürmez. Bu alanda kaynak sıkıntısı da yaşanacağını değerlendirmiyorum. Belki tedbir alınmaz ise tohumluk bulma ve toprak ıslahı konusunda sorunlar yaşanabilir hatta yaşanıyor da. Ancak bu sorunların kısa zamanda aşılacağı söyleyebiliriz. Tek yapılması gereken istemek. Tohumluk konusunda bir süredir küresel ölçekte süre gelen tartışmalar hepimizin malumudur. Dolayısıyla milli ve yerli tohum tedariki gıda güvenliğinin en önemli parçasıdır. Yani gıda güvenliği sadece tüketim olanaklarının değil, belki üretimi imkanlarının da garantiye alınmasıdır. Başka bir değişle, tüketilen gıdanın yerli ve milli imkanlarla ve en sağlıklı şekilde üretilmesi birlikte gıda güvenliği anlamına gelmektedir.
Peki ne üretilecek?
Ne kadar üretilecek?
Nasıl üretilecek?
Dünya sağlık örgütüne göre yetişkin bir insanın günlük gıda tüketimi yaklaşık 2000 kalori ve 1,5 litre içilebilir temiz su olarak raporlanmaktadır. Gıda güvenliği bağlamında bu standardın her bir Türk vatandaşı için sağlanabilmesi siyasi erkin kırmızı çizgisi olmalıdır. İşte en temel anlamda gıda güvenliği, bu standardın sağlanabilirliğinin garanti edilmesidir.
Üretim ve tüketim oranları devlet eliyle bu standarda ulaşmak için teşvik ve finanse edilmelidir. Standart bir gıda sepeti oluşturularak anılan ürünlerin üretiminden tüketimine kamu denetimi tesis edilmelidir. Yani üretim güvence altına alındığı gibi düzenli tüketile bilirlik te temin edilmelidir.
Bu maksatla; sepetteki ürünlere tavan fiyat uygulanmalı, minimim hane halkı gelir düzeyi bu sepete göre yeniden gözden geçirilmelidir. Asgari ücret birey bazlı değil hane halkı temel gıda tüketimi esasına göre yeniden ele alınmalıdır.
İşin özü!
Benim topraklarımda yetişen domatesi benden daha taze ve uygun fiyata hiçbir yabancı yememelidir. Türk çiftçisinin nice zahmetle ürettiği bu toprakların mahsulü ürünler önce bu ülkenin evlatlarına nasip olmalıdır. Elbette fazla üretim ihracat için değerlendirilmelidir. Nihayetinde üretemediğin ürünlerin ithalatı için de döviz kazandırıcı faaliyet olmalı ve gereklidir de.
Bu mesele milli bir meseledir. Gündemdeki yeri asla ikinci plana itilmemeli, her platformda ilk tartışma konusu olmalıdır. Gıda güvenliği konusunda kolaycılığa kaçmamalı, planlamalar geleceğe yönelik olmalıdır.
Unutulmaması gereken konu;
Sağlıklı insan sağlıklı aile,
Sağlıklı aile ise sağlıklı toplum demektir.
Sağlıklı nesiller için gıdana dikkat et yerli ve milli tohumluğa sahip çık. Görüşlerinize değer veriyoruz, bizimle paylaşmaya devam edin sağlıkla kalın efendim.

Bir Cevap Yazın

X