Kaizen Kavramı
Japonca’da Kai = değişim ve Zen = iyi demektir. Kaizen, 2. Dünya Savaşı sonrasında Japonya’da o zamanki yokluk ve ekonomik zorluklar sürecinde ortaya çıkmış bir felsefe.
Ana fikri, az olan iş gücü, zaman, para veya ham madde gibi kaynakları israf etmeden etkili şekilde kullanarak küçük adımlarla büyük değişiklik yapmaktır.
Ve bu felsefenin üzerinde durduğu 4 temel değer şöyledir:
- Değişim, yenilenme ve gelişim sürekli olmalı
- Çabuk olmalı, hızlı çözüm üretmeli
- Çözümler basit olmalı
- Ekonomik olmalı
Kaizen Anlayışı
Kaizen isminden de anlaşıldığı gibi değişime ve gelişmeye odaklanır.
- Kaizen tek seferde büyük gelişim beklemez.
Gelişimin az ama sürekli olmasına odaklanır. Çünkü kısa sürede olacak büyük değişimler büyük finansal kaynak gerektirir.
- Bir diğer Kaizen’in odaklandığı nokta ise israflardır.
Finansal darlık zamanında ortaya çıkmış bir anlayış olmasından dolayı zamandan tutun ki çalışanların toplantı odalarına olan mesafeleri dahi önemli bir israf olarak geçer.
- Kaizen’in odaklandığı bir diğer nokta sorun çözmektir.
Kaizen ilk kurallarından birisi sorunu kabul etmek ve tanımlamaktır. Kaizen kendine özel problem çözme teknikleri geliştirmiştir. Ve sorunlar kısa süreli değil tamamen ortadan kaldırmak üzere çözülür. Bu metotları başka bir yazıda detaylıca inceleyeceğiz.
Yenilik ve Kaizen
Her ne kadar Kaizen yenilik, gelişim ve sorun çözmeye odaklanmış olsa da Kaizen zorunda olmadıkça yeniliğe gitmez. Çünkü her yenilik bir külfettir. Kaizen yenilikten önce bozuğu düzeltmeyi, eksiği tamamlamayı tercih eder.
Kaizen, ani sıçramalı yenilik değil küçük adımlarla devamlı yeniliğe odaklanır. Bundan dolayı da gelişimler ve başarılar uzun vadelidir ve sabır gerektirir.
Kaizen’de yenilik, teknoloji ve materyalden önce sistem ve insana yapılan yatırımlar aracılığı ile yapılır.
Kaizen’in Hedefi ve Mudaları Nedir?
Kaizen’in hedefi, büyük bir ekonomik yük altına girmeden eldeki imkan ve kaynakları israf etmeden en verimli şekilde kullanarak bir işi kurmayı ve yürütmeyi hedefler.
Kaizen engellemek istediği 7 mudası vardır.
Mudanın bizdeki Türkçe karşılığı israf gibi olsa da aslında olabileceğinden daha uzun sürede, daha fazla maliyet veya daha uzun mesafede gerçekleştirilen her eylem mudadır.
Bu 7 muda ise;
1 – Düzeltme – Hataları geçici düzeltmelerle veya birer birer çözmeye kalkışmamaktır. Onun yerine hataya yol açan şeyi değiştirmek gerekir. Hataları teker teker düzeltmek de mudadır.
2 – Fazla Üretim – Fazladan stok yapmak veya fotokopi makinesinden fazla çıktı almak bile mudadır.
3 – Bekleme – Yavaş bilgisayar seni yavaşlatır ve zamanını çalar. Zaman kaybettiren her şeyi önlemek gerek. Eğer önlenemiyorsa bekleme zamanlarını başka işler ile doldur.
4 – Taşıma – İnsanları ya da malı ya da toplantı odasına gidecek yoldaki hareketi bile azalt.
5- Verimsiz Çalışma – İnsanları gereksiz çalışma sahalarına sokma veya gereksiz maile bile cc olarak eklemek bir mudadır.
6 – Stok – İhtiyaç olmayan bir şeyi alıp depolamak, gerekmeyen bilgi kaynaklarını depolamak, okunmamış mailleri ertelemek bile muda olarak değerlendirilebilir.
7- Hareket – İnsanları, evrakları, bir izni yetkiliden yetkiliye yönlendirmek, toplantı odasına giden yolun uzun olması, lojistik konusundan fazladan taşımalar, kısaca ekstra her hareket bir mudadır.
Sonradan eklenen bir başka muda daha var.
8 – Verimsiz İşgücü – Yeteneği dışında kullanılan, geliştirilebilir yeteneği kullanılmayan, fazladan veya eksik çalışan, doğru motive edilmeyen çalışan mudadır.
Kaizen ve Dünya Kıyaslaması
Kaizen anlayışı, israfa karşı ve eldeki imkanları sonuna kadar kullanmaya odaklanıyordu. Birçok gelişmiş veya gelişmekte olan ülkeye baktığımızda bundan uzak bir tavır görülebiliyor. Olacaksa en iyisi olsun, masraftan kaçınmayalım düşüncesi hakim olabiliyor. En basitinden ofiste herhangi bir teknolojik veya alet makine bozulduğunda o ürün kolayca elde çıkarılıp yerine yenisi alınabiliyor.
Ancak kaizen bir şey bozulduğu zaman onu onarmayı dener, yetersiz ise kapasitesini artırmaya çalışır. Kaizen dışındaki metotları yanlış bir yaklaşım olarak ima etmiyorum sadece aralarındaki farklar bu şekilde. İki yaklaşımda kendi ülkelerinin ekonomik durumu ve imkanlarına göre değerlendirilmeli.
Siz de kendi işinizi kurarken veya çalıştığınız kurumu daha karlı ve verimli hale getirmek istiyorsanız kaizen anlayışını benimseyebilirsiniz. Başarılı bir metot olarak değerlendirebiliriz çünkü kaizen anlayışının en bilindik örnekleri her biri kendi sektörünün en iyileri haline gelmiş olan Toyota ve Canon’dur. Hatta bu firmaların bu metotları nasıl uyguladığı ve başarı hikayelerini anlatan kitaplar dahi yazılmıştır.
Bu yazım biraz daha kaizenin anlayış ve fikir yapısına yönelik oldu. Kaizenin problem tespiti ve çözümü teknikleri üzerine ayrıca bir yazı yazacağım.
Takipte kalın, sevgiler.
https://startupvadisi.com/turkiyede-ingilizce-konusma-pratigini-nasil-yaparsin/
