Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, birinci adamların, zamanımıza denk gelen bir değişim, dönüşüm süreci olan dijitalleşmenin doğal bir parçası olmaları gerektiğini belirterek, “Dijitalleşme bir organizasyonun bütününe sirayet etmeli” dedi.
Adnan Bali, Webrazzi Summit 2019 etkinliğinde yaptığı konuşmada, aracısızlaşma olarak tanımladığı dijitalleşmede; iş modellerinin farklılaşması ve insan davranışındaki değişikliklerle birlikte değer yaratma zincirindeki bazı halkaların işlevini kaybettiğini, bazılarının işlevinin değiştiğini, yeni halkaların eklendiğini söyledi. İşlevsiz halkaların elimine olmasıyla nihai kullanıcı ile ilk hizmeti, ürünü sunan arasındaki mesafenin kısaldığı dijitalleşmenin istisnası veya muafiyetinin olmadığını belirten Bali, bunun bütün sektörlere ve iş alanlarına etki ettiğini söyledi.
Dijitalleşmenin, zamanımıza denk gelen değişim dalgası olduğunu ifade eden Bali, “Böyle bakıldığında aslında sanayi devriminden, buharlı makinelerin icadından bir farkı yok. O tarihlerde insanlar fizik sınırlarını aşmaya çalışıyordu. Bugün dijitalleşmeyle, yeni algoritmalarla, yapay zekâ ile bu defa zihnin sınırları aşılmaya çalışılıyor” dedi.
“Dijital dönüşümü iş süreçlerinden bağımsız tutarak özel bir ünite ile yönetmek, gemiyi sürat motoru ile yönlendirmeye benzer”
Geçmişte bu tür değişimlerin önemli bir bölümünün elit bir ekip tarafından yürütüldüğünü belirten Bali, şöyle konuştu: “Hâlbuki dijitalleşme tabandan, müşterilerden, insan davranışlarından tetiklenen bir süreç. İş dünyasında tedarikçi de çalışan da bu denkleme dâhil. Hepsi bir arada dönüşüyor. Dışında kalmak mümkün değil. Gecikme olursa da bu zemin kaybettirir, iş modellerindeki değişimin farkına varılmaz. Dijital dönüşüm kontrol edilebilir bir süreç değil. Bu yönüyle bakıldığında topyekûn, bütüncül ve kapsayıcı olmak zorundadır. ‘İşletmenin şurası buna uygun, orayı öyle yapalım ama bu kısımda geleneksel yöntemlerle devam edelim’ demek mümkün değil. Başlangıç aşamasında bir yönetme taktiği olarak ilişkisi güçlü alanlarda belki çekim, cazibe merkezleri oluşturulabilir. Orada yaratılan enerji ile işletmenin diğer taraflarına bu yayılabilir. Ancak asıl dönüşümü sağlayabilmek için bütün iş süreçlerinin kapsanması gerekir. Eğer süreç, özel bir yerde dijitalleşmeyle, dönüşümle ilgili bir ünite kurup onunla yürütülürse, bu, büyük bir gemiyi sürat motoru ile yönlendirmeye, onun yönünü değiştirmeye çalışmaya benzer. İmkânsız bir şeydir.”
Bazı alanların doğal olarak işleri gereği dijital dönüşüm sürecine daha yakın olduğunu belirten Bali, “Örneğin İş Bankası’nda bu iş, bireysel bankacılıktan nüve olarak doğdu. Çünkü müşteri davranışlarındaki değişimin bankacılığa yansımalarının en fazla hissedildiği yerdi. Tabii ki orayla sınırlı bir faaliyet olarak kalmadı, bütün süreçlerimize yayıldı. Eğer arabanın dört tekerleği aynı hızda gitmiyorsa,araç en düşük hızı olan tekerleğe tabi olur. Onun için hepsibirden senkronize edilmeli” diye konuştu.
“Birinci adamın varlığı yetmez, taahhüdü, samimiyeti, işin mutfağında olması önemli”
Ekip, takım lideri olan birinci adamın, bağlayıcı, net bir taahhüdünün olmadığı hiçbir işin istenilen seviyede gitmeyeceğinin altını çizen Bali, “Sürecin içindeki herkes birinci adamın varlığını, taahhüdünü, samimiyetini hissetmeli. Eğer o irade, kararlılık yeteri kadar hissettirilmezse yine aksaklıklar olur. Örneğin; ‘arkadaşlar yapıyor’ mesafesindeki işlerin hiçbiri yürümez. İmkân sağlamak, güç vermek, hakem olmak lazım… Ortak bir mesai ile öğrenme gayreti göstermek, o işin mutfağına girmek de önemli” dedi.
İş Bankası Genel Müdürü Bali, verinin bu sürecin kilit noktası olduğuna dikkat çekerek, müşterilerin davranış değişikliğini ve beklentilerini yönetmek için çok sağlam bir veri akışı olması, bu verinin de çok iyi muhafaza edilmesi ve işlenmesi gerektiğini söyledi. “İçinde yaşadığımız dünyada artık işimiz bir ürünü noktasal olarak satmak değil” diyen Adnan Bali, o ürün ile bağlantılı bütün ürün ve hizmetleri, tarafları kapsayacak şekilde bir ekosisteme dönüştürüp faaliyetleri bir arada yürütmenin önemli olduğunu söyledi. Bankacılığın, bu konuda bir platform olma bakımından ciddi avantajı olduğunu ifade eden Bali, “Yeter ki pasta büyüsün, sunulamayan hizmetler sunulabilir hale gelsin, erişilemeyen müşteri tabanlarına erişilsin” diye konuştu.
“İş dünyası, finans, kamu ve akademik çevreler bir arada çalışmalı”
Dijitalleşme, değişim ve dönüşüm sürecinde kamunun yönlendirici olmasının önemine de işaret eden Bali, “Kamu tarafında yatırım yapma saikini güçlendirecek, kolaylıklar sağlayacak, vergiyle ilgili düzenlemelerde imkân sağlayacak alanlar yaratmalıyız. İş dünyası, finans, kamu ve akademik çevreler bir arada çalışmalı. Çünkü tekil çalışmalarla istenilen sonuçlar yaratılamayabilir” dedi.