Minimalizm Eşittir Mutluluk,
Gardırobunuza saatlerce bakıp bir türlü ne giyeceğinize karar vermeyip mutsuz olmak, evinizde temizlik yaparken saatlerce biblolarınızı, aynalarızı silerken veya o çok sevdiğiniz tabloların tozunu alırken gına geldi diyor iseniz.
Şimdi kendinize şunu sorun hani bunları alırken aldığınız mutluluğum şu an nerede?
Diyorsanız minimalist hayatı keşfetme zamanı geldi demektir.
Alman düşünür Hegel şu sözleriyle minimalist sanat akımını gayet açık biçimde ifade etmiştir:
Sade ama basit olmayan, yalın ama yavan olmayan bir güzellik anlayışıdır.
Minimalizm modern ve sanatta 1960 yıllarda başlayıp günümüze kadar gelmiştir.
Peki biz bunu yaşamımıza nasıl empoze ederiz diye soruyorsanız kendinize, ünlü düşünürün dediği gibi sade ama basit olmayan bir yaşam biçimi.
Farklı medeniyet çatıları altında yer alan farklı kültürlerin insanları tarafından kendine özgü biçim altında olsa bile tüketim nesnel bir olgudur.
Çağımızda insanlar tüketimlerini artık kendilerine göre değil modernize edilmiş hayat koşullarına göre şekillendirdikleri için özgünlüklerinden ödün vererek mutsuz olmaya sürüklenmişlerdir.
Çünkü basitliğin ne kadar güzel, ne kadar huzur veren bir şey olduğunu bilmiyoruz. İnsanın sadeleştikçe özgürleşebileceği gerçeğini göremiyoruz.
Çünkü elindekiler ile mutlu olmayı değil, sahip olmaya çalıştıkları hayatın mutsuzluğuna dalmışlardır.
Minimalist hayat ise bize şunu öğretir çok eşyanın, değerli eşyaların, çok odalı evlerin veya markların bize mutluluk vermeyeceğini bilakis bizim elimizdekiler ile kendimizi nasıl mutlu edeceğimizi.
Şöyle düşünelim bir seyahate çıktığımızda bir otele gittiğimizde ya da bir kamp yapmaya gittiğimizde yanımıza aldığımız şeyler sınırlıdır yaşam alanımız sınırlıdır ama biz mutlu olmuşuzdur o yerlerde.
Nedeni ise yanımızda çok eşya değil yeteri kadar eşya olması yaşam alanını bize göre şekillenmeyip bizim ona göre şekillenmeye çalışmamızdır.
Örneğin bir tatile çıktınız ve otel odasında bir çadırda nasıl yaşam alanlarımızı sığdırıp mutlu olabiliyorsak hayatımızı böyle minimalizm şekilde yaşamayı öğrenebiliriz.
Hayatlarımızı tıpkı bir çadır bir otel odasındaki yaşadığımız mutluluğu normal yaşantımıza empoze edebiliriz. Çok eşya değil yeteri kadar eşya, çok oda değil kullanışlı odalar. Göreceksiniz ki minimalizm size mutluluk getiricek minizmalizm bir görüş değil yaşam biçimidir.
