Veri Biliminin Spora Etkisi, Teknoloji günümüz dünyasında çok çabuk değişiyor ve bu değişimden her şeyin etkilendiği gibi spor camiası da etkileniyor.
Size 10 yıl önce sosyal medyanın dünyaya hâkim olacağını söyleseydim muhtemelen gülerdiniz veya size 20 yıl önce futbolcuların çalışmalarını algoritmalar yöntemiyle kişiselleştirdiğini söylesem buna yüksek ihtimal kahkaha atarak gülerdiniz. Ama şu anda başımıza bunlar geliyor ve bunları çok çabuk karşılaşıyoruz.
Peki nasıl oldu bu?
Her şeyin başına gittiğimiz zaman artık günümüzde sınırların da ötesine geçmeden hiçbir şey kazanamıyorsun. Eğer bir iş yapacaksan mutlaka sınırların da ötesine geçmen gerekiyor. Bundan dolayı 2010 lu yıllarda yükselen trend olan Data Science (Veri Bilimi) tüm sporun içinde kullanılmaya başladı.
2010 lardan önce istatistiklere güvenmeyen kişiler, şimdi istatistik ile yatıp kalkar oldu. Çünkü sınırlar artık çok karmaşık ve bunu sadece bir insan atlatamaz. Burada bilim ve algoritmalar işin içine girmek zorunda kaldı.
Örnek vermek gerekirse dünyanın en stratejik spor serilerinden biri olan Formula 1, Amazon ile iş birliği içine girip tüm olasılıkları hesaplatıyor. Birden çok durumu değerlendirmek istiyorlar. Yani şu pilot bu turda pite girerse bu kişiyi geçme ihtimalini bize hesaplatıp söylüyor.
Normal şartlarda yarış mühendisleri bunu hesaplar ancak dünya o kadar değişti ki artık bunları makine yapıyor.
Sezon değerlendirmesi yaparken Büyük Veri’den faydalanıp sonuçların daha geçerlilik kazanması sağlanıyor. Yani bunlar bir anda olmadı. Bunlar eskiden de yapılıyordu ama sınırları aşmak için diğer bilimleri de içeriye katmak gerekiyor.
Bir örnek daha vermek gerekirse dünyanın en karmaşık denklemlerinin olduğu spor olan futbolda kafada kalan tabular da yavaştan yıkılıp yerine makinelerin öğrenme hızına bırakıldığını görüyoruz. Bunun en büyük örneği dünyanın en büyük kulüplerinden biri olan Real Madrid ile Microsoft’un verilerinin değerlendirmesi konusunda anlaşması gösterebilir.
Aynı şekilde Manchester United ile yine büyük bir teknoloji şirketi olan Aon ile aynı şekilde verilerin değerlendirmesi konusunda anlaşma imzaladı.
Veri analizini sadece saha içi olarak düşünmemek lazım. Taraftarın beklentisini bile ölçmek veri analizi de girebilir. Bu oyunu sadece oyuncular veya teknik direktörler ilgilenmiyor.
Aslında çok daha fazla örnek verebilirim ancak son örneğimi de beysbol ile vermek istiyorum.
Brad Pitt’in başrolünü aldığı Moneyball filmde de izlediğiniz gibi (gerçek hayattan alınma bir filmdir) beyzbolda bu makine öğrenmesi algoritmaları çok daha önce kullanılmıştı.
1962 yılında John Tukey’nin yaptığı algoritmalarla hesaplanarak oyunculara yönelik puanlama ortaya çıkıyordu. Şimdi bütün MLB takımları bu sistemin benzerlerini kullanıyorlar ve oyuncuları böyle analiz ediyorlar.
Sonuç olarak,
Bu algoritmalar ,1950lerden beri olan ve her defasında üstüne koyulup daha da geliştirilen türde algoritmalardır. Ancak baktığımızda bu algoritmalar 2010lu yıllarda popüler olmaya başladı. Yani spor için daha erken bu algoritmalara geçiş yapılabilseydi, belki de çok şeyler değişecekti. Ama dünya çok değişken bir yer, bir gün sonrasını bilemiyoruz ve başka nelerin moda olacağını ilerleyen vakitlerde göreceğiz.
