‘THE REAL IRON MAN’ Elon Musk
SPACEX
Çoğumuzun son yıllarda ismini sıklıkla duyduğumuz, biraz deli dolu, hiperaktif denilebilecek kadar hareketli ama aşırı zeki bir insanı, bir de benim gözümden görmenizi istedim.
Doğum yeri, annesi, babası gibi ‘nüfus bilgileri’ ile sizi sıkmayıp milyar dolarlık bir adamın bu noktaya nasıl geldiğini ve ilerde neler hedeflediğini anlatayım.
Önce gözlerimizi kapatalım ve kendimizi elektronik ödeme sisteminin satışından milyon dolarlar kazanan bir insan olarak düşünelim. O parayla ne yapardınız? Onlarca ev, yüzlerce araba, lüks yaşama adım atardık değil mi? Ama hiçbirimiz kazandığımız bütün parayı bir kuruşunu bile harcamadan geleceği çok buğulu, aşırı güçlü rakipleri olan bir sektöre paramızı yatırmazdık. Evet, bunu aklı başında hiçbir insan yapmaz. Peki Elon Musk aşırı zeki biri mi yoksa sadece bir aptal mı?
Ben çok zeki ve şansının yaver gittiğine inananlardanım. Paypal’den kazandığı 165 milyon doları, bir de mutfaktaki kumbarasında birikmiş birkaç milyonunu ekleyip üç ayrı endüstride üç ayrı şirkete yatırım yapıyor. 10 milyon dolarını enerji sektöründeki SolarCity’e, 70 milyon dolarını otomotiv sektöründeki Tesla’ya ve 100 milyon dolarını da uzay endüstrisindeki SpaceX’e. Üçü de birbirinden riskli sektörler. Peki neden bunu yaptı? Bu makalede SpaceX’i anlatarak sorularımıza cevap bulmaya çalışalım. Diğer şirketlerini başka makalelerde anlatırız.(Takip etmeyi unutmayın:))
Asıl amacına geçmeden önce, SpaceX ile neyi hedeflediğine ve şu ana kadar neleri başardığına bakalım. Sadece 100 milyon dolar yatırdığı ve yıllık bütçesi 19 milyar dolar yani bunun 190 kat fazlasına sahip NASA’yla rekabet etme cesaretiyle başka bir deyişle yürek yemiş şekilde şirketi kurdu. Bu kadar büyük cesaretin yanında hırs olmalı değil mi? Tam da öyle olmuş. Önce bu konuyla ilgili bulduğu tüm kitapları okumuş. Konuya o kadar hakim bir hale gelmiş ki sonradan işe aldığı roket mühendislerinden bir şey yapmalarını istediği zaman en az onlar kadar konuyu bildiğini gösterebilmiş. Zaten işe aldığı ilk 1000 kişinin tamamıyla kendisi mülakat yapmış. Bu sayede yanında en iyi mühendisleri toplayarak kurmuş SpaceX’i. Tek bir amaç uğrunaydı bu kadar risk ve cesaret: ‘Mars’a Yerleşebilme Hayali’. Bu hayale ulaşmak için çok çok fazla adım atmak lazım. Gelin, ilk adımla başlayalım.
Uzay sektörü gerçekten de aşırı maliyetli bir sektör ve çoğu insan açısından da gereksiz para harcanan bir yer olarak görünüyor. NASA’nın şu anki yıllık bütçesine baktığımızda 25.2 milyar dolar yani Türkiye’deki yıllık asgari ücretin 6.720.000 katı. Bu kadar büyük bir bütçe ve elde sadece ‘halkın gördüğü’ uzay fotoğrafları olunca tabi ki de büyük bir homurdanma olacaktır. Bu inanılmaz harcamaların büyük bir kısmını oluşturan ise uzaya gönderilen roketler. Musk da bu roketlerin maliyetlerini azaltma amacıyla çıktığı bu yolda başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü bir roket bir görev yerine onlarca görev yaptığını düşündüğünüzde, maliyet acayip bir şekilde azalma gösterir değil mi? Evet, inanılmaz belki de imkansız görünen bu işi Elon Musk ve SpaceX ekibi başardı. İnsanların bu güzel ekibe hayranlıkları, bu olayla ile başladı. İmkansızın peşinde koşmak, her zaman çok zor olmuştur. Çevrendekilerin yapmaz deyişleri, herkes tarafından deli görünmen ama en zorlusu pes etmeden yoluna devam etmektir. Seni bu yolda motive eden de ‘Ne de olsa başarınca herkes alkışlar’ demektir. Elon Musk da tam olarak bunu yaptı. Yıllarca didindi, çok roket patlattı, iflasın eşeğine geldi ama pes etmedi ve BAŞARDI. Şu anda uzaya roket gönderme konusunda ’Number One’ ve uzay yolculuğu masrafını ciddi ölçüde düşüren bu teknolojiye öncülük ediyor.
Hedef Mars’a gitmek ve çok büyük bir adımı atmış olduk. Ama düşündüğümüz zaman, şu anda Mars’ta herhangi bir şekilde bir hayat belirtisine halen ulaşamadık. Elon Musk, burada da yine çılgın bir fikirle geliyor. ‘Mars’ı ısıtarak Dünya’ya benzer bir hale getirmek’. Bu fikir şu anda hepimize belki de Musk’a bile imkansız gelebilir ama işin içinde bu adam olunca ‘Acaba?’ sorusunu da sormadan edemiyoruz. Şu anda bu yöntem, onun tarafından da bir köşeye atılmış olmalı ki hedefinde Mars’ta koloniler kurmak var. Bu kolonileri kurmak için de çeşitli malzemeleri ve insanları çok fazla seyahat ile taşımak gerekecek. Bu yüzden aşırı yorucu ve maliyetli bu yolda planı iyi yapmak ve olabildiğince maliyeti düşürmek gerekiyor. Bu yüzden de olabildiğince hızlı, büyük ve geri döndürülebilen roketleri tasarlamak gerekiyor. Biliyoruz, hedef yine çok zor ama işin içinde ‘The Real Iron Man’ var 🙂
Musk’ın hedefinde, 2050 yılına kadar 1 milyon insanı Kızıl Gezegen’e göndermek var. Bu projenin üzerinde çalıştığını ifade eden Musk, SpaceX tarafından geliştirilen Starship uzay gemisinin, bu planda çok önemli bir rolü olduğunun altını çiziyor. Musk, son yaptığı açıklamada “Starship tasarımındaki amacımız her bir roketin günde 3, yılda ise yaklaşık 1000 uçuşa çıkabilmesi. Starship’in 100 tonluk taşıma kapasitesi var. Yani 10 farklı Starship roketi bir yıl içerisinde yörüngeye bir megaton yük taşıyabilecek.” diyerek hedefe doğru ilerlediğini kanıtlamış oldu.
Bir motorlu Falcon 1 ile başlayıp şu anda Falcon 9 olarak adlandırılan 9 motorlu ve geri dönebilen roketi ile çeşitli görevleri, uydu taşıma, Uluslararası Uzay İstasyonu’na gıda ve deney tedariği vs., ucuz bir maliyetle başarılı bir şekilde yerine getiriyor. SpaceX şu anda Amerika’nın ve dünyanın gözdesi durumunda. Yaptığı çalışmalar hem uzay sektörüne duyulan saygıyı arttırdı hem de bizim gibi bu yolda ilerlemek isteyen kişilere büyük bir ilham kaynağı oldu.
Umarım, bir şeyleri anlatabilmişimdir. Gelecek bölümlerde Elon Musk’ın diğer şirketlerini anlatarak seriye devam edeceğim.
TAKİPTE KALIN, İLHAMLA KALIN 🙂