Önümüzdeki dönemde toplam işgücünün yüzde 5’inin özel istihdam büroları aracılığıyla esnek olarak istihdam edileceği ön görülüyor. Çıkan, “Özel İstihdam Büroları Aracılığıyla Geçici İş İlişkisi Kurma Kanunu”nun kayıt dışının önüne geçeceği, farklı nedenlerden iş yaşamının dışında kalmış kişileri ekonomiye kazandıracağı ise diğer tahminler arasında.
Çıktığı ilk günden bu yana pek çok tartışmayı beraberinde getiren “Geçici İş İlişkisi Kanunu”, 1960 yılından bu yana işe alım ve danışmanlık hizmetleri sektöründe faaliyet gösteren İngiltere merkezli REED’in, Türkiye yapılanmasının düzenlediği toplantıda görüşüldü…
15 Kasım 2017, İstanbul;
Fransa’da ‘60’lardan, İtalya’da ‘90’ların ikinci yarısından itibaren uygulanmaya başlanan, İngiltere ve Hollanda’da ise geçmişi çok daha eskiye dayanan; halk arasındaki tabiri ile “Esnek İşgücü Yasası” resmi adı ile ise “Geçici İş İlişkisi Kanunu”, Türkiye’de geçen yıl itibariyle onandı.
Özel istihdam büroları aracılığıyla geçici iş ilişkisi kurulmasına imkân tanıyan kanunun çıkmasının ardından, 2017 yılı içinde bu hizmeti vermek için başvuruda bulunan ve İŞKUR’dan onay alan özel istihdam bürolarının başlattığı hareketlilik, kanuna ilişkin farklı gündemler oluşturmaya başladı.
Peki, beraberinde pek çok görüşü tartışmaya açan “Geçici İş İlişkisi Kanunu”, iş dünyası ve ülke ekonomisi için ne anlama geliyor? Çalışana ve işverene ne gibi avantajlar katacak? En önemlisi yurt dışı örneklerinden yaptığımız çıkarımlarla nasıl bir gelecek öngörebiliriz?
İşte tüm bu başlıklar; 1960 yılından bu yana işe alım ve danışmanlık hizmetleri sektöründe faaliyet gösteren, İngiltere’de ilk defa uzmanlık istihdamını gerçekleştiren işe alım ve danışmanlık bürosu REED’in, Türkiye yapılanması REED Türkiye’nin düzenlediği bilgilendirme toplantısında konuşuldu.
REED’in dünyada 5 bini aşkın kuruluşta, 20 bini aşkın geçici iş ilişkisi kurduğunu anlatan REED Global Yürütme Kurulu Başkanı Tom Lovell, “Avrupa’da istikrarlı bir şekilde artan özel istihdam büroları üzerinden geçici süreli iş ilişkisi, genel istihdamın yüzde 2’sini oluşturuyor.
2008 yılında Özel İstihdam Bürolarına bağlı çalışanlara ilişkin önergenin Avrupa Birliği’nce kabulü ve 2011 yılında üye ülkelerce uyumlaştırılmasından bu yana bu oran yükseliyor. İngiltere’de geçici iş ilişkisi ile iş yaşamına katılan kesim genel istihdamın yüzde 4’nü oluşturuyor. Bu Avrupa ülkeleri arasındaki en büyük oran. Fransa, Hollanda ve Almanya’da da oranlar gayet yüksek. Geçici İş İlişkisi Kanunu kapsamında istihdam edilen çalışanlar arasında yapılan ve Kasım ayında yayımlanan bir araştırmaya göre; çalışanların yüzde 48’i esnek işgücü sisteminin kendilerine sınırsız süreli sözleşmeli bir işten daha iyi bir kariyer büyümesi sunacağına inanıyor. Yüzde 38’i kendini daha avantajlı ve güvende hissediyor. Yüzde 63’ü ise sistemin kendilerini daha donanımlı bir hale getirdiğine inanıyor” dedi.
Türkiye için yeni olan yasayı REED’in sahip olduğu 57 yıllık tecrübe ve başta İngiltere olmak üzere diğer coğrafyalardan edindiği birikim ile değerlendirdiklerini anlatan REED Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Livio Manzini, “Türkiye İş Kurumu’ndan Geçici İş İlişkisi Yetki Belgesi\ Lisansı alan ilk istihdam bürolarından biri olduk. Kısa bir süre önce kuruduğumuz Esnek İşgücü Birimi ile çalışmalarımıza başladık. Esnek işgücü çalışma modeli; küresel ekonomik dönüşüm ve teknolojik gelişmelerin yarattığı en önemli istihdam modellerinden biri olarak kabul ediliyor. Kurumların sürekli istihdam etmek zorunda olmadıkları, ihtiyaç duydukları uzmanlıklara ihtiyaç duydukları anda ulaşmalarını sağlayan bu iş modeli sayesinde işverenler dönemsel veya proje bazlı oluşabilecek işgücü ihtiyaçlarına artık ‘Geçici İş İlişkisi’ kurma lisansı almış özel istihdam büroları üzerinden sahip olabiliyor” dedi.
Çalışana ne katıyor?
Yasanın hem çalışan hem de işveren tarafındaki avantajlarına da değinen Manzini, “Esnek işgücü modeli, genellikle işveren tarafından ele alınsa da çalışan açısında da çok kazançlı bir model. Bu iş modeli sayesinde yeni mezunlarımız iş hayatına katılırken farklı sektör ve firmalarda deneyim kazanma şansına sahip oluyor. Dolayısıyla kariyerlerini şekillendirirken çok daha emin adımlar atabiliyorlar. Model, aynı zamanda iş hayatına ara verip tekrar geri dönmek isteyen profesyoneller için de çok uygun. İşverenlerin bir bölümü, bu kişileri işe alma noktasında çekimser olabiliyor. Bunun yanında söz konusu grupta değerli uzmanlıklara sahip kişiler var. İş yaşamına geri dönmek isteyen anneler, sağlık ya da özel nedenlerle çalışmaya ara veren profesyoneller, askerlik v.b durumlar nedeniyle profesyonel hayattan kopanlar, farklı iş girişimlerinde bulunup tekrar bordrolu hayata geçmek isteyen genç emekliler hatta emekli olan ancak tecrübesi ve deneyimi ile hala iş yaşamında aktif rol almak isteyen kişiler bile modelden faydalanıyor. Bu kitlenin büyük bir bölümü sonraki dönemlerde kalıcı işlerde tekrar çalışmaya başlıyor” dedi.
Yasa neticesinde işverenin, özellikle küçük ve orta ölçekli firmaların düzenli olarak bünyesinde istihdam etme şansı bulamayacağı profesyonellerle çalışma ve işini geliştirme fırsatı yakaladığını anlatan Manzini, “Esnek çalışma modeli ağırlıklı olarak nitelikli mavi yaka ve beyaz yakaya hitap ediyor. Dolayısıyla ihtiyaç duyulduğu anda proje kapsamında çalışabilecek, mesleki yeterliliğe sahip uzman kişilerle işvereni buluşturuyor. Yasa sayesinde ayrıca planlanmamış iş yoğunlukların üstesinden gelinebiliyor. Doğum veya askerlik iznine gitmiş olan personel, kendi yokluğunda işlerin belli bir düzende devam ettiğini biliyor. İşveren ise bu dönemde işgücü kaybını yerine koyacağı gibi dönemsellik arz eden işlerde esnek işgücü çözümü ile zamanında, hizmetini ve ürününü üretebiliyor. Aynı zamanda kadro kısıtı nedeniyle sahip olunamayan yeteneğe de bu model sayesinde sahip olabilmek mümkün” dedi.
Ekonomiye ne katacak?
Esnek İşgücü Yasası’nın, Türkiye’ye en yakın örnek olan İtalya modelindeki gibi kayıt dışı istihdam sorununun önüne geçeceğini ve ekonomiye ciddi bir ivme katacağını anlatan Manzini, ayıca toplam işgücünün yüzde 5’inin ÖİB aracılığıyla esnek olarak istihdam edileceğini öngördüklerini dile getirdi.
Manzini; “Kurumlarımıza ve çalışanlarımıza bir soluk olacağına inandığımız esnek işgücü istihdamı ile kadın işgücünün çalışma hayatına katılım oranının yükselmesini, genç nüfusun işsizlik oranının düşmesini ve kayıt dışı istihdamın azalmasını beklemekteyiz” dedi.
Yasaya yönelik gelen eleştirilere ise yurt dışı örnekleri ile açıklık getiren Manzini, “Geçici iş ilişkisi Almanya, Fransa, İspanya, İtalya gibi Avrupa’nın önde gelen ekonomilerinde yoğun olarak kullanılıyor. Bu ülkelerde ekonomiye katkısı aşikar. Yasa Uluslararası Çalışma Örgütü ILO’nun sözleşmeleri gereği hayata geçirildi. Çalışanın haklarının istismar edilmesi ILO’nun kuruluş amaçlarına aykırı. Böyle olsaydı önce ILO sisteme karşı çıkardı. Bu noktada sendikalarımız ile birlikte çalışmamız, yasayı ve yasanın hem işverene hem de işçiye getirdiklerine dair mutabık kalmamız gerekiyor” dedi.